Kur’an’da Hasede Ne Demek? Bir Hikâye Üzerinden Anlamı Keşfetmek
Bir akşam, güneş batarken kasabanın dışında bir köyde, iki eski dost oturup sohbet ediyordu. Kaderin cilvesiyle, yıllardır görüşmeyen Ali ve Ayşe, aynı köye dönecek ve eski günlerin hatıralarıyla zaman geçirilecekti. Ali, biraz daha içe kapanık, düşünceli bir adamdı; Ayşe ise hayata daha empatik, duygusal bir bakış açısıyla yaklaşan bir kadındı. Onların sohbeti, bir bakıma bir ayna gibiydi; iki farklı dünyayı birleştiriyordu.
O akşam, sohbete başladıklarında, Ayşe’nin bir sorusu vardı. Gözleri biraz bulanık ve aklında binlerce düşünceyle, “Ali, seninle bir konu üzerine konuşmak istiyorum,” dedi. Ali, “Tabii Ayşe, dinliyorum,” diyerek başını kaldırıp ona bakarken, Ayşe bir derin nefes aldı ve konuşmaya devam etti: “Hasedi hiç düşündün mü? Kur’an’da haset ne demek? Birini kıskanmak, ona duyduğumuz bu olumsuz duyguyu anlamak, ruhumuza nasıl etkiler?”
Ali, soruya fazla dikkatle yaklaştı, düşünerek cevap verdi: “Hasedin Kur’an’da birçok anlamı vardır. Bu, sadece kıskanmakla ilgili değil, bir kişinin sahip olduğu şeylere duyduğumuz olumsuz bir arzu da olabilir. Ancak, bu kıskançlık, sadece kötü bir duygu değil. Eğer birini, kendisinden daha iyi, daha başarılı görmekten rahatsız oluyorsak, bu kalbimizde bir karanlık yaratabilir.”
Ayşe, Ali’nin bu yorumuna bakarak, hafifçe başını salladı ve yavaşça devam etti: “Bunu fark etmek zor. Çünkü bazen insanlar, sadece sahip oldukları şeye değil, o kişinin ne kadar mutlu olduğuna bile haset duyabiliyorlar, değil mi? Bu sadece maddi şeyler değil, bazen bir insanın huzuru, mutluluğu, başarıları da buna dahil.”
Ali, derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı: “Evet, haset duygusu, kalpte bir boşluk oluşturur. Hasedin anlamı sadece bir şeyin olmaması değil, aynı zamanda o şeyi başkalarına vermek istememektir. Bu duygular zamanla bir insana zarar verebilir. Hasedi kontrol altına almak, kalp temizliği için önemli bir adımdır. Allah, Kur’an’da bunu sıkça uyararak, böyle olumsuz hislere kapılmamamızı ister.”
Ayşe, bu düşünceler karşısında biraz daha duygusal bir bakış açısı getirdi. “Ama Ali, haset duygusu, sadece kalpte değil, insanların ilişkilerinde de büyük yaralar açabilir. Hasedi hisseden kişinin, çevresine olan tavrı değişir. Kendisini başkalarına üstün görür ve bu duygular ilişkilerini de zedeler. Hasedin olduğu bir evde, huzur olur mu? Ya da bir arkadaşlıkta, saygı olur mu?”
Ali, başını sallayarak Ayşe’ye katıldı. “Evet, bu duygular insanları yalnızlaştırır. Kalp, Allah’ın huzuruna girmeye açıkken, bu tür duygular kalbi karartır. Kur’an’da haset hakkında uyarılar var. Bakara Suresi’nin 109. ayetinde, ‘İnsanlar, birbirlerini haset etmekten arınmadıkça, Allah’a yakınlaşamazlar,’ denir. Hasedin bizi nasıl bir boşluğa sürükleyeceğini gösteren çok önemli bir örnektir.”
Ayşe, gözlerini yere indirerek, “Peki, hasetle başa çıkmanın yolu nedir?” diye sordu.
Ali, bir süre sessiz kaldı ve sonra gülümsedi: “Bunun çözümü, aslında çok basit. Kalp temizliği yapmalıyız. Başkalarının sahip olduğu şeylere değil, kendi sahip olduklarımıza şükretmek, başkalarının başarısını alkışlamak ve duygusal anlamda huzuru içimizde bulmak gerekir. Kuran, kalp arınmasını ve öfkeyi bastırmayı önerir. Eğer birinin başarılarına haset duyuyorsan, dua et ve Allah’a şükret. Birinin huzurunu kıskanıyorsan, kendi huzurunu Allah’la bul.”
Ayşe, gözlerinde bir ışıkla, “O zaman, belki de hasetle başa çıkmanın yolu, bir başkasının mutluluğuna kayıtsız kalmak değil, tam tersine onun mutluluğunu yürekten istemek,” diyerek konuyu bitirdi.
Ali ve Ayşe, bir süre sessiz kaldılar. O akşam, kasaba sessizdi ve sadece rüzgarın sesi vardı. İki eski dost, birbirlerinden çok şey öğrenmişlerdi. Ali, haset üzerine düşüncelerini toparlayarak, “İçimizdeki bu karanlık duyguları ışığa dönüştürmek için, Allah’a olan güvenimizle hareket etmeliyiz,” dedi. Ayşe de başını sallayarak, “Ve asıl huzuru, kalbimizde Allah’a teslim olarak bulabiliriz,” diye ekledi.
—
Sonunda, Ayşe’nin sorusu üzerinden çok derin bir anlam çıkardılar: Hasedin kökleri, kalbimizdeki güvensizliklerden ve eksiklik duygularından beslenir. Ancak bu duyguları Allah’a güvenerek, şükrederek ve başkalarının mutluluğunu yürekten kabul ederek aşabiliriz.
Siz de haset duygusuyla nasıl başa çıktığınızı düşündünüz mü? Kalbinizdeki bu olumsuz duyguları aşmak için neler yapıyorsunuz? Yorumlarınızı bizimle paylaşın.
Bir yanıt yazın